Bin Pencereli Şehir “Berat”

Bir şehri ziyaret etmek istediğinizde, genelde gezilecek yerleri belirlerken rotanıza mutlaka belirli tarihi yapıları ve müzeleri eklersiniz. Bir şehir düşünün ki, şehrin neredeyse tamamı bir müze…

Burası, zamanın neredeyse durduğu, tarih kokan sokaklarıyla, bembeyaz evleri ve simsiyah pencereleriyle bin pencereli şehir olarak anılan ve Unesco tarafından şehir müzesi olarak korunmaya alınan, 2400 yıllık tarihiyle masalsı şehir olan Berat…

Berat, Arnavutça adıyla “Berati”, UNESCO Dünya Mirası listesinde “Müze Şehir” olarak korunmaya alınan, Osmanlı mimarisinin hakim olduğu evleriyle 2400 yıllık bir şehir. Başkent Tiran’a 120 km uzaklıkta ve ortalama 70.000 nüfusuyla Arnavutluk’un güneyinde yer almaktadır. Şehir, görkemli manzarasıyla Tomor Dağı, Shpirag Dağ ve tepeler ile çevrili ve ortasından şehri ikiye bölen Osum Nehri geçer.

2400 YILLIK BERAT ŞEHRİNİN TARİHİ

2400 yıldır yaşamanın devam ettiği Berat şehrinin kuruluşu millatan önce 5-6 yüzyıllarına dayanıyor. Şehir, Arnavutların atası olan İlliryalıların (Özgürlerin Ülkesi) bir yerleşim yeri olarak, etrafı kalelerle çevrili bir şehir olarak tarih sahnesine çıkıyor. Kale özellikle Muzakaj ailesinin feodal hakimiyeti sırasında daha da genişliyor. Osmanlı zamanında, şehir daha da genişleyerek, Arnavut-Balkan ve özellikle Osmanlı mimari sentezinde bugünkü halini alıyor.

Şehrin bizim açımızdan en büyük özelliklerinden biri de, Osmanlı İmparatorluğu zamanının mimari etkilerini taşıması. İnci gibi sıralanmış kırmızı kiremetli bembeyaz evleri ve tarih kokan sokaklarıyla günümüze kadar korunmuş. Osmanlı zamanının yaşamını bugün bile hissedebileceğiniz bir yer olarak ziyaretçilerine değişik bir atmosfer vadediyor.

Berat’ta Gezilecek Yerler

Berat Kalesi (Kalaja)

UNESCO Dünya Mirası listesinde “Müze Şehir” olarak yer alan şehrin, Eski şehir olarak bilinen bölgesini kalenin bulunduğu Kalaja, Mangalem, Gorica mahalleleri oluşturuyor ve Berat’ın gezilecek yerler rotasının tamamını oluşturuyor.

Kentin en önemli yeri, etrafı surlarla çevrili ve bu gün bile yaşamın sürdüğü Kale bölgesi.

Kalenin içerisinde, Bizans Aziz Michael Kilisesi “Shën Mëhilli”, 13. yüzyıldan kalma Aziz Mary Blachernae Kilisesi (Maria e Vllahernës), Kutsal Üçlü Kilisesi (Shën Triadha) başta olmak üzere 10 kilise ile Arnavutuk’un ilk camilerinden biri olan olarak bilinen, kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Cami’nin minaresi bulunuyor.

Kale içinde bulunan Meryem Ana Katedral’i 1986 yılından bu yana, Arnavutluk’ta yaşamış 16. yüzyıl ressamlarının en önemlisi olan Onufri’ye adanmış bir müze olarak faaliyet gösteriyor. Müzede hem kendisinin hem de oğlu Nikolla’nın ve Joan Çetiri, Onufër Qiprioti gibi diğer sanatçıların ve birçok isimsiz ressamın eserlerini de içeriyor. Ayrıca, kutsal gemiler, simge kılıfları, İncil kitaplarının kapakları gibi gümüş işlerin güzel örnekleri de yer alıyor.

Kale içerisinde yaşamın sürdüğü evlerde, hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar ve restoranlar bulunuyor.

Mangelem ve Gorica Bölgeleri

Kalenin hemen altındaki Mangalem bölgesi, birbirinin üzerinde gibi duran ve evlerin pencerelerinin hepsi güneşi göreceği şekilde inşa edilen, bir nevi Berat şehrinin tablo görselini oluşturuyor.

Mangalem’de evler 2 katlı ve 2’nci katları öne çıkık şekilde cumbalı, bombeli ahşap oymalara sahiptir.

Gorica bölgesi de, tıpkı Mangelimi gibi, tarihi evleri ve dar sokaklarıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyor.

Osum Nehri’nin üzerine yer alan ve 1780 yılında inşa edilen tarihi kemerli köprü, Gorica’yı Mangalem ve kale bölgesine bağlıyor.

Kral Camii – Sultan Camii (Xhamia Mbret – Xhamia e Sulltanit)

Kral Camii veya Sultan Camii, Berat şehrinin ana camilerinden biridir ve 1492 yılında 2. Beyazit tarafından inşa edilmiştir. Cami’nin yanında bir Kervansaray ve bir de Halveti Tekkesi bulunmaktadır. Tarihi Osmanlı camii, 1948 yılında Arnavutlu’unun millî kültür simge olarak ilan edildi.

Benzer Yazılar

Arnavutluk’un Kalbi Başkent Tiran

Arnavutluk “İnciyi Keşfet”

Arnavutluk Hakkında Genel Bilgiler